Kategori: Magazin

  • Puffy’de Herkese Uygun Bir Yatak Var!

    Puffy’de Herkese Uygun Bir Yatak Var!

    Yataş Grup’un uyku markası Puffy’nin marka yüzü Gülben Ergen’in rol aldığı yeni reklam filmi yayına girdi.  “İyi uyku herkesin ihtiyacı” söyleminin devam ettiği reklam filminde ihtiyaçlar farklı olsa da her tercihe uygun yatağın Puffy’de olduğu vurgulanıyor. 

     

    Herkesi hayal ettiği iyi uykuyla buluşturmak için yola çıkan Puffy’nin yeni reklam filmi yayınlandı. Puffy’nin marka yüzü Gülben Ergen’in rol aldığı reklam filminde, herkesin uyku ihtiyacının farklı olduğunun ama ihtiyaçlar değişse de her tercihe uygun yatağın yepyeni uyku dünyası Puffy’de   bulunduğunun altı çiziliyor. A Graphic Design imzası taşıyan filminin yapımcılığını Lab 34 üstlenirken, reji koltuğunda ise Burcu Matur oturuyor.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Remzi Çoban’dan yeni albüm müjdesi

    Remzi Çoban’dan yeni albüm müjdesi

    Müzik kariyerinde 27 yılı geride bırakan ve sektördeki başarılı çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren ünlü perküsyon sanatçısı Remzi Çoban, uzun zamandır üzerinde titizlikle çalıştığı yeni albüm projesini müzikseverlerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor.

    Sinema ve dizi müziği çalışmaları ile de dikkatleri üzerine çeken ve şimdilerde ise kendi stüdyo çalışmalarına yoğunlaşan Remzi Çoban, 'Ekibimle birlikte çok güzel bir albüm hazırlığı içerisindeyiz, yeni albümümü ise müzikseverlerin beğenisine sunmak için gün sayıyoruz ve heyecanını da daha şimdiden yaşıyoruz, hemen ardından da Yurtiçi ve Yurtdışı konser turnemize çıkmayı hedefliyoruz' diye konuşuyor.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Emir Taha Yeni Şarkısı “Kalp Çare Arar” ile Geri Dönüyor

    Emir Taha Yeni Şarkısı “Kalp Çare Arar” ile Geri Dönüyor

    Müzik dünyasının yükselen yıldızı Emir Taha, üretken bir yılın ardından 2022’ye yeni şarkısı “Kalp Çare Arar” ile giriyor. Yapımcılığını Labyrinth’ in uzun süredir birlikte çalıştığı Detonate’ in üstlendiği parça, bugün yayımlandı.   Özgün ve melankolik tonlar taşıyan parçada Emir Taha, doğu-batı buluşmasının sınırlarını zorluyor. Şarkının hipnotik melodileri, yönetmen Freddie Write’ ın hazırladığı klip ile kusursuz eşleşiyor. Şarkıyla ilgili Emir Taha şunları söyledi:

     

    “Kalp Çare Arar, aşkınızı kaybettikten sonra yaşadığınız kayıp ruh halini anlatıyor. Bir barın köşesinde hissizleşmek ve tekrar bir şeyleri hissetmek istemek… İçindeki boşluğu doldurmak için harcadığın o boş çaba, unutmak için başkasıyla tanışmak isteği… Tüm bunlar ‘Kalp Çare Arar’ın eksiksiz çevirisi.”

     

    “Bu, benim yazdığım en favori şarkılarımdan ve ayrıca bağlama çaldığım ilk parça. Sonunda dünya ile paylaşıp, insanlarla buluşacağını bilmekten çok mutluyum.”

     

    Bir yıldan kısa bir sürede, Brixton’ da yaşayan Türk sanatçı, global sahnede yükselen yıldızlardan arasına girmeyi başardı. 2021’de Türkiye’ de #1 numaraya oynayan “B.S.G”yi yayımladı ve sonrasında GQ Dergisi’nde Polo G ve Griff gibi sanatçılarla birlikte “Geleceğin Sesleri” listesine girdi. Geçtiğimiz iki yılda Emir çok sayıda yapımcıyla (Lophille, Jay Moon, July 7, Detonate) birlikte çalıştı. Bu yapımcılarla iki bölümlük kısa albümünü bağımsız olarak yayımladı: Hoppa 1 & 2. Bu çıkışların ardından sanatçı, Radio 1Xtra, Complex, DAZED, COLORS DIY ve NME gibi müzik endüstrisinin önemli mecralarından övgüler topladı.

     

    Emir Taha’nın alternatif R&B tutkusu; lo-fi ögeleriyle Türk melodilerini aynı çizgide buluşturuyor.  

     

    Antalya’da doğan Emir, hiçbir yere bağlı kalmamayı tercih etti. Küçük yaşta eline aldığı gitarında, aradığı sürekliliği buldu. Emir; ikonik sanatçı Barış Manço’dan da, Eric Clapton’dan da çok etkilendi. 

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Metin Hara “Aşkı Tanımlamak, Aşkı Tanımlara Hapsetmektir”

    Metin Hara “Aşkı Tanımlamak, Aşkı Tanımlara Hapsetmektir”

    Enerjiyle iyileştirme tekniğini modern tıp bilgisiyle sentezleyerek insan sağlığına yönelik tedaviye farklı bir boyut getiren Metin Hara, yeni projelerini ve aşk ile ilgili düşüncelerini MAG Şubat sayısında anlattı.

     

    Düzenlediği başarılı seminerler ve verdiği eğitimler ile adından sıkça söz ettiren Metin Hara, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel yaptığı röportajda aşka dair önemli açıklamalarda bulundu. 

     

    Aşkı nasıl tanımlarsınız? Sorusuna “Aslında aşkı tanımlamak, aşkı tanımlara hapsetmek diye düşünüyorum. Bence herkesin kendi yaşadığı aşk, kendi süreci, gönül dağarcığı ve bu süreçteki deneyimi yine kendine özgü. Aslında şöyle söyleyebilirim; aşk anlatılabilir değil, anlaşılabilir bir unsur” cevabını veren Metin Hara, aşkın hayatında nasıl bir yerde olduğunu ise “Aşk benim hayatımda kendimi bildim bileli çok merkezî bir yerde. İlham aldığım, geliştiğimi hissettiğim, dönüştüğüm ve empati yeteneğimi arttırabildiğim bir alan” sözleriyle açıkladı.

     

    Erkeklerin ve kadınların aşk tanımlamaları ile ilgili konuşan Metin Hara “Bana göre geçtiğimiz yüzyıldaki aşk içerisinde, erkek ve kadının rolleri çok ayrışmış durumdaydı ve belirgindi; ama günümüzde bu rollerin birbirine karıştığını, birbiriyle daha fazla etkileşim halinde olduğunu ve gerektiği durumda bu rollerin değişebildiğini görüyoruz. O yüzden her ilişkinin içerisindeki partnerlerin karakter yapısına ve durumuna göre bu rollerin dinamik şekilde doğal bir dengede olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

     

    Herkesin ağzında “Nerede o eski aşklar?” söylemi… Günümüz aşk kavramı nasıl şekillendi? Sorusunu yanıtlayan Hara “Bu durumda, şikâyet ettiğimiz unsurun ne kadar parçasıyız diye düşünerek herkesin bir parça özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum. Aşkın neden eskisi gibi olmadığı sorusunun muhatabı aşkın kendisi değil, bu aşkın vesilesi olan gönüllerimiz” dedi. Kendi adına aşkı doyasıya yaşadığını düşündüğünü belirten Metin Hara “Ben kendi açımdan eski aşklardan hiç eksik bir aşk yaşadığımı düşünmüyorum. Gönlümü de bu konuda olabildiğince cesaretlendirmeye dikkat ediyorum. Eğer böylesine bir aşkı yaşayamıyor isek “Problem, aşkın tanımında değil, kendi gönlümüzde olabilir mi?” diye bir sormak lazım” ifadelerini kullandı.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Barış Manço Kadıköy’de Anıldı

    Barış Manço Kadıköy’de Anıldı

    Anadolu rock ve pop müziğinin efsane ismi, şarkıcı, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Barış Manço, ölümünün 23. yılında sevgi ve özlemle anıldı.  Anma gecesinde konuşan Lale Manço, Barış Manço’nun yaşamaya devam ettiğini söyleyerek Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür etti. Lale Manço,  “Sizlerle beraber Barış Manço yaşamaya devam ediyor. Hem Barış Manço Müze Evi’ni kazandıran, hem de bu anmayı sürekli hale getiren Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür ederim. Bize tekrar evimizi kazandırdılar. O evdeki anılarımızı sizlerle paylaşıyoruz” dedi. 

     

    LALE MANÇO’DAN KADIKÖY BELEDIYESI’NE TEŞEKKÜR 

    Kadıköy Belediyesi’nin Caddebostan Kültür Merkezi(CKM)’nde “Barış Manço’yu Sevgiyle Anıyoruz” sloganıyla düzenlediği etkinlikte, Barış Manço’nun kurucuları arasında yer aldığı Kurtalan Ekspres grubu sahne aldı. 7’den 70’e Barış Manço sevenleri ile dolup taşan salonda, Barış Manço’nun eşi Lale Manço ve oğlu Doğukan Manço yer aldı. 

     

    Hep bir ağızdan Barış Manço şarkılarının söylendiği konser öncesinde konuşma yapan Lale Manço: “12 senedir bu salonda sizlerle birlikteyiz, inşallah bundan sonraki senelerde de böyle olacak. Sizlerle beraber Barış Manço yaşamaya devam ediyor. Hem Barış Manço Müze Evi’ni kazandıran, hem de bu anmayı sürekli hale getiren Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür ederim. Bize tekrar evimizi kazandırdılar. O evdeki anılarımızı sizlerle paylaşıyoruz.” dedi. Doğukan Manço ise anma programına gelirken yolda arkadaşıyla yaptığı bir diyalogdan bahsetti: “Arkadaşım beni aradı ve ‘Bugün ne kadar güzel bir gün. Hayatımıza baktığımda zamlar bir yandan, kayıplarımız bir yandan, pandemi bir yandan hayatımızda içimizi ısıtacak günleri arar olduk. Ve bugün bütün günümü Barış Manço parçaları dinleyerek geçirdim. Bütün çocukluğumdan bu zamana kadar ne kadar sıcak bir duygu yaşadığımı fark ettim. İyi ki hayatımıza dokunmuş Barış Manço.’ dedi. Gerçekten de son zamanlarda duyduğum ender, masum, bağlayıcı, geçmişimize götüren, geleceğe bağlayan değerlerimizden biri olduğunu duymaktan büyük mutluluk duydum. Bu anımı sizinle paylaşmak istedim.”  

     

    Konuşmaların ardından Kurtalan Ekspres Barış Manço’nun sevilen şarkılarını seslendirdi.

     

    BARIŞ MANÇO EVİ ZİYARETÇİ AKININA UĞRADI 

    Kadıköy Belediyesi’nin Manço ailesi ile birlikte ve Halkbank’ın desteğiyle müze haline getirdiği Barış Manço’nun 81300 Moda adresiyle hafızalara kazınan Moda’daki evi, bu yıl da ziyaretçi akınına uğradı. 31 Ocak saat 24.00’e kadar açık olan evi, 31 Ocak-1 Şubat tarihlerinde 2 bini aşkın kişi ziyaret etti.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Dostlarımıza 30 Kulübe Yaptırdı

    Dostlarımıza 30 Kulübe Yaptırdı

    Müzik dünyasının sevilen isimlerinden Anıl Alan, soğuk kış koşullarında hayvanları unutmadı. Alan, özel olarak yaptırdığı 30 kulübeyi sokak hayvanları için apartmanların önüne koydu.

     

    Bugüne kadar yapmış olduğu hayır işleriyle isminden sıkça söz ettiren müzik dünyasının sevilen ismi Anıl Alan, sokak hayvanlarını unutmadı.Marangoza 30 kulübe yaptıran Alan,sokak sokak gezerek kulübeleri apartmanların önüne koydu.

     

    Soğuk kış günlerinde hayvanları unutmamak gerektiğini belirten Allan, ‘Herkesi birer kulübe yaptırmaya davet ediyorum. O dilsiz dostlarımızı korumalıyız’dedi.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Sevgililer Günü’nde Concorde Luxury Resort’ta Murat Kurşun Rüzgarı Esiyor

    Sevgililer Günü’nde Concorde Luxury Resort’ta Murat Kurşun Rüzgarı Esiyor

    Murat Kurşun, 12 Şubat’ta en sevilen şarkılarıyla Concorde Luxury Resort misafirlerine unutamayacakları bir gece yaşatacak. 

     

    Concorde Luxury Resort, özel günlerde gerçekleştirdiği etkinliklerle adından söz ettirmeye devam ediyor. 

     

    Sevgililer Günü’nü Kıbrıs’ta geçirmek isteyenler için Türk müzik dünyasının önemli isimlerini misafirleriyle buluşturan Concorde Luxury Resort, 12 Şubat’ta arabesk fantezi müziğin güçlü seslerinden Murat Kurşun’u konuk ediyor.

     

    Kurşun, güçlü sesi, eşsiz yorumu ve geniş repertuvarı ile dinleyenlere unutamayacakları bir gece yaşatacak.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Ebru Şallı’nın Oğlu Pars Tan için Yazdığı Mektup; “Nereden Bilebilirdim ki Ponçiğim”

    Ebru Şallı’nın Oğlu Pars Tan için Yazdığı Mektup; “Nereden Bilebilirdim ki Ponçiğim”

    Ömür Sabuncuoğlu’nun kız çocuklarının eğitimine destek olmak için ünlüleri bir araya getirdiği üçüncü kitabı; “Sizin Öykünüz”de Ebru Şallı’nın oğluna yazdığı mektup da yer alıyor

     

    Oğlu Pars’ın kaybı ile derin bir acı yaşayan Ebru Şallı, oğluna dair hissettiklerini ilk kez Ömür Sabuncuoğlu’nun kitabında yazıya döktü. Kız çocuklarının eğitimine destek olmak amacıyla yayınlanan kitap, Pars Tan’ın da anısına okuyucularla bir araya geldi. “Nereden Bilebilirdim ki Ponçiğim” başlıklı mektubu kaleme alan Şallı kitapta, bir meleğin annesi olarak ponçiğine sesleniyor.  Oğlunun doğumundan itibaren yaşadıklarına dair satırları kaleme alan ve Pars’ın çok farklı bir çocuk olduğunu anlatan Şallı, hislerini “Bir melek doğuyor ve onun annesi oluyorsunuz neler yaşıyorsunuz nelere şahit oluyorsunuz ve hep benimle ponçik. Sen benimlesin, bunu hissediyorum. Senin bana gönderdiğin işaretlerle nefes alıyorum.” şeklinde dile getiriyor. Oğlu Pars’ın hep yardımsever biri olduğunu, daha 2 yaşındayken boncuk bileklikler satarak bir çocuğa akülü sandalye aldığını ve büyürken kullandığı kitap ve giysileri yardıma ihtiyacı olanlara verdiğini belirten Şallı, bu kitapta yer alan hikâye ile başka bir boyutta bile yardım etmesine vesile oluyor. 

     

    Ömür Sabuncuoğlu’dan “Sizin Öykünüz” Ebru Şallı ve Birçok Ünlünün Kaleminden Çıkan Hikâyelerle Dolu

     

    Kız çocuklarının eğitimine destek olmak amacıyla İnkılap Kitabevi’nden çıkan “Sizin Öykünüz”, daha önce de olduğu gibi kız çocuklarına umut olmayı bekliyor. Satın alınan her kitabın kız çocuklarına umut olacağı bir projenin altına imza atan Sabuncuoğlu, Ebru Şallı’nın yanı sıra Azra Akın, Berrak Tüzünataç, Burçin Terzioğlu, Caner Erkin, Doğa Rutkay, Ece Üner, Gülay Kamaz, Gonca Vuslateri, Kerem Bürsin, Mehmet Aslantuğ, Metin Hara, Pınar Öğün, Sezen Aksu ve Sinem Kobal gibi pek çok ünlü ismin kaleminden çıkan öykülere kitabında yer verdi. 

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Yeşilçam’ın “Erkek Fatma”sı, Anadolu kadınına hayat vermişti

    Yeşilçam’ın “Erkek Fatma”sı, Anadolu kadınına hayat vermişti

    Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz usta oyuncu Fatma Girik’in Yeşilçam’ın ve Türk sinema sektörünün en önemli değerlerinden biri olduğunu belirten uzmanlar, Girik’in, sert ve gururlu bakışları, haksızlıkların karşısında dik duruşu ve sözünü esirgemeyen tavrıyla karakteristik rollerin oyuncusu olduğunu vurguluyor. Yaşamı boyunca 180’den fazla filmde oynayan ve her karaktere farklı bir yorum katan usta oyuncu Fatma Girik, öne çıkan özellikleriyle izleyici tarafından “Erkek Fatma” olarak anılıyor ve Anadolu kadınını canlandırdığı önemli performanslarıyla da dikkat çekiyor.

     

    Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz usta oyuncu sanatçı Fatma Girik, filmleri ve Türk sinemasındaki yeri ve önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.

     

    Türk sinemasının “Dört Yapraklı Yoncası”

     

    Usta oyuncu Fatma Girik’in Türk sinemasında çok özel bir yeri olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, şunları söyledi:

     

    “Yeşilçam sinemasının en önemli yıldız oyuncularından biri olan Fatma Girik, diğer üç yıldız oyuncu olan Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit’le birlikte Türk sinemasındaki “kadın” rollerini beyaz perdede betimleyen isimlerden biri olmuştur. Özellikle Yeşilçam melodramlarındaki ana kadın karakterlerin özellikleri onlarla özdeşleşmiştir. Yer yer kendi kişilik özelliklerini de katarak yorumladıkları bu fedakar, gururlu, ahlaklı, cefakar Türk kadını karakterleri halk tarafından o denli sevilmiş ve benimsenmiştir ki izleyici onları Türk sinemasının “Dört yapraklı yonca”sı olarak kabul etmiştir. 

     

    Fatma Girik, Yeşilçam’ın en önemli değerlerinden biridir

     

    Yeşilçam’ın yükselişte olduğu, özellikle 1960’lardaki en popüler dönemleriyle özdeşleşen bu yıldızların popülaritesi, zaman içinde çeşitli nedenlerle sinemadaki üretimleri azalsa da, günümüzde bile sürmektedir. Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay “Yeşilçam Serüveni” belgeselinde bu dört yıldızın toplumun aktüalitesi içinde çok sevilen insanlar olduklarını söylüyor ve üzerinden elli yıl geçse bile bu büyünün bozulmadığını ifade ediyor. Dolayısıyla Fatma Girik, Yeşilçam’ın ve Türk sinema sektörünün en önemli değerlerinden biridir.” 

     

    Sinemaya başladığında 15 yaşında bile değildi

     

    Fatma Girik’in, Türk sinemasının en önemli yıldız oyuncuları arasında yer aldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, “Girik, sinemaya başladığında henüz 15 yaşında bile değildir. Annesi ile birlikte eve de katkı sağlamak için figüranlık yaparak sinemayla tanışan sanatçı, ilk olarak 1954 yılında Muharrem Gürses’in “Hürriyet Uğruna Bir Mukaddes Yalan” filminde oynasa da ismi filmin jeneriğinde bile yer almaz. Ardından ilk ciddi filmi Seyfi Havaeri’nin 1957 yapımı “Leke” olur ve bu filmde başrol oynar. Aynı yıl başrolünü Ahmet Tarık Tekçe ile paylaştığı “Memiş İşbaşında” filminde rol alır.” dedi.

     

    “Ölüm Peşimizde” filmiyle dikkat çekti

     

    Başta düşük bütçeli filmlerde görülen Fatma Girik’in önceleri yılda bir iki filmle yetinirken, bu sayının 1959’da 6’ya, 1960’da ise 11’e yükseldiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, “Memduh Ün’ün yönettiği ve başrolünü Ayhan Işık’la paylaştığı 1960 yapımı “Ölüm Peşimizde” filmiyle dikkat çeken Girik’in, bu filminde yönetmeni olan Memduh Ün’le tanışması hem sinema hem de özel yaşamı için bir dönüm noktası olur. Daha sonra yaşamını da paylaştığı Memduh Ün’ün favori oyuncusu olan Fatma Girik, ardından diğer önemli yönetmenlerin de dikkatini çeker. Melodramlar, duygusal güldürüler, macera filmlerinde rol alan Fatma Girik yaşamı boyunca 180’den fazla filmde oynar ve her karaktere farklı bir yorum katar.” diye konuştu.

     

    Fatma Girik, “Erkek Fatma” olarak anılmaya başlandı

     

    “Oyuncu Fatma Girik, Türk Sinema Tarihçisi Giovanni Scognamillo’ya göre; ne Türkan Şoray gibi bir sultan, ne Hülya Koçyiğit gibi ince ve kırılgan, ne de Filiz Akın gibi fazla kent soyluydu, o “erkek Fato”ydu” diyen Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, “Ayhan Işık’la birlikte rol aldığı 1962 yapımı “Belalı Torun” filminde farklı bir tipolojiyle diğer yıldızlardan ayrışan Girik, sert ve gururlu bakışları, haksızlıkların karşısında dik duruşu ve sözünü esirgemeyen tavrıyla karakteristik rollerin oyuncusu olur ve bu özellikleriyle de izleyici tarafından da “Erkek Fatma” olarak anılmaya başlar.” dedi.

     

    1965’te En İyi Kadın Oyuncu Ödülü aldı

     

    Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, Fatma Girik’in, 1964 yılında Fikret Hakan’la birlikte rol aldığı “Haldun Taner”in ünlü müzikali “Keşanlı Ali Destanı”nda kenar mahalleden sosyeteye geçen “Zilha” karakterini canlandırdığını ve 1965 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’de “en iyi kadın oyuncu” ödülünü aldığını söyledi.

     

    Filmlerinde Anadolu kadınlarını canlandırdı

     

    Yılların geçmesiyle “Erkek Fato” olmanın ötesinde oyunculuğunu da ileriye taşıyan Fatma Girik’in, özellikle Anadolu kadını canlandırdığı önemli performanslarıyla da hafızalarda yer ettiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, Fatma Girik’in 1960’ların sonlarına doğru bol ödüllü bir oyuncu konumuna geldiğini ifade etti. 

     

    Birçok farklı kadın rolüyle sinemada yer aldı

     

    Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, Fatma Girik’in çok önemli sinema filmleriyle birçok ödülün sahibi olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

     

    “Memduh Ün’ün 1967 yapımı “Yaprak Dökümü” ile Antalya, Orhan Elmas’ın 1968 yapımı “Ezo Gelin”, yine Memduh Ün’ün yönettiği “Büyük Yemin” ve 1971 yılında Yılmaz Güney’in yönettiği “Acı” ile Adana Film Festivallerinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Fatma Girik’e bir diğer ödül ise 1973 yapımı, Feyzi Tuna’nın “Kızgın Toprak” filmiyle Taşkent Film Festivali’nden gelir. 

     

    Metin Erksan’ın 1976 yılında yönettiği “İntikam Meleği Kadın Hamlet” filmindeki  “kadın” Hamlet performansıyla, tragedyaya farklı bir yorum kazandıran sanatçı, videonun da etkisiyle filmlerin azaldığı 1980’lerde ise daha önceden yarattığı tiplemeleri yeniden yorumlar. Bu dönemdeki filmlerinde farklı anne karakterleri çizer, kapıcı, çamaşırcı, iş kadını, hatta robot olur.”

     

    Oyuncu Fatma Girik’in bu yıllarda televizyon için de projeler yaptığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hale Yaylalı, “Girik, TRT’nin 1987 yapımı “Gönül Dostları”ndaki performansı ile Kültür Bakanlığı ödülüne layık görülür. Karakterinin atılgan, sabırsız, kendine güvenli ve inatçı yapısını oyunculuğu kadar yaşamına da yansıtan Fatma Girik, 1988’de politikaya atılarak Şişli Belediye Başkanı olur. Siyaseti bıraktıktan sonra, “Söz Fato”da adlı reality show programıyla uzun yıllar toplumsal sorunları irdeler ve çözümler arar. 2005 yılında Tunç Başaran ve Memduh Ün’ün ortaklaşa yaptıkları “Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener” filminde rol alan Fatma Girik, halkla kurduğu içtenlikli ilişkiyi, güçlü oyunculuğuna taşımaya başarmış, Türk Sineması’nın en önemli değerlerinden biridir.” diye konuştu.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Hande Doğandemir: “Cardı B Bana Kafayı Taktı”

    Hande Doğandemir: “Cardı B Bana Kafayı Taktı”

    Dayı Şov bu hafta oyuncu Hande Doğandemir ve rapçi Şanışer’i ağırladı. Eğlenceli oyunlar, komik skeçler ve bolca müzikle Dayı Şov izleyenleri, buz gibi havanın üzerine hafta sonuna sıcacık bir giriş yaptı. Dayı’nın nasıl bu kadar ünlü olduğunu sorguladığı Hande Doğandemir, Muhteşem Yüzyıl’daki rolü nedeniyle dünyaca ünlü rapçi Cardi B’nin kendisine kafayı taktığını ve Twitter’da linç kampanyası başlattığını anlattı. Şanışer, Dayı’nın rap şarkısı yapmak için ilk adımın ne olduğunu sorması üzerine, “Sinirleniyorum” yanıtını verdi. Dayı’nın stüdyoyu adeta sallayan rap performansı, Şanırşer’den de tam not aldı. 

     

    Dayı Şov bu hafta daha hareketli, daha neşeli ve her zamanki gibi “kafasına göreydi”… Dayı’nın konuklarıyla ilk defa oynadığı “Şapkalar Yarışıyor – Haydi Görem” isimli yarışmada konuklar eğlenceli şapkalarla sorulara yanıt verdi. Kazanan ünlü oyuncu Hande Doğandemir oldu. 

     

    Doğandemir, Dayı’nın Game of Thrones tarafından mention’landığını hatırlatması ve “Rol geliyor diye sevindin mi” diye sorması üzerine, “Ortalığı karıştıracak bir rol girecekse o benimdir dedim” yanıtını verdi.

     

    “Cardi B bana kafayı taktı” diyen Doğandemir, dünyaca ünlü yıldızın kendisini Twitter’da nasıl sıkıştırdığını şu sözlerle anlattı: “Cardi B Muhteşem Yüzyıl hastası çıktı. Kösem’i ortadan kaldıran Turhan Sultan’ı oynadım ben orada. Küfür kıyamet, linç kampanyası başlattı bana Twitter’da. Allah belanı versin falan demiş. Ben de, ‘Hayırdır Cardicim, noluyor ya’ dedim.”

     

    “O filmden hiç para kazanmadım, üzerine para verdim”

    Kariyerini dizilerle olduğu kadar tiyatro oyunları ve bağımsız filmlerle de adından söz ettiren Doğandemir, “Nuh Tepesi kendimi sanata ve bağımsız filmlere verdiğim ilk açılış filmi oldu. Hiç para kazanmadığım, üzerine para verdiğim bir şeyler yaptım” dedi. 

     

    “Bir insan hayatında başka ne ister”

    Filmle kazandıkları ödülü almaya New York’a gittikleri zamanı, “Muhteşem geçti. Haluk Bilginer, Ali Atay, Arın Kuşaksızoğlu, bir hafta New York’ta muhteşem vakit geçirdik. Üzerine bir de ödül alıp geldik. Bir insan hayatında başka ne ister” sözleriyle anlattı. 

     

    Ünlü oyuncu yazın bir tane bağımsız filminin izleyiciyle buluşacağını, ayrıca “Daha İyi Bir Yarın” isimli bir sinema filminin yakında beyazperdede olacağını söyledi. 

     

    “Gençtim, toydum”

    Ünlü rapçi Şanışer, Dayı’nın Rafet El Roman ile düetini hatırlatması üzerine, “Gençtim, toydum” dedi ve 9 yıl sonra bu kararını başka şarkı yaparak kendi kendine sorguladığını anlattı. 

     

    “Fatih Akın sarhoşken yaptırdı diye düşündüm ama…”

    Fatih Akın’ın koluna “Susamam” dövmesi yaptırmasıyla ilgili, “Ben ilk gördüğümde sarhoşken yaptırmış diye düşündüm ama sonra konuştum, baya bilinçli yaptırmış” dedi. 

     

    “Sinirleniyorum”

    Rap’ten ekmek yemek istediğin söyleyen Dayı’ya bu işin önemli adımlarını anlatan Şanışer, parça yapmaya nasıl başladığıyla ilgili soruya, “Sinirleniyorum” yanıtını verdi. “Birinci kural kendinize bir öfke yaratın. Sonra müzik lazım. Sözler de kafiyeli olacak” dedi. 

     

    Dayı’dan efsane rap performansı

    Dayı’nın Şanışer’in tavsiyelerini dinleyerek yaptığı ve metroya inenleri beklemeden binmeye çalışanlara öfkesini kustuğu efsane rap performansı, Dayı Şov stüdyosunu adeta salladı! Başarılı rapçi Dayı’nın şarkısını çok beğendiğini söyledi ve “Birlikte de bir şeyler yapalım bir ara” dedi.

     

    Ekranların tek canlı talk show programı

    Dayı Şov, her Cuma akşamı saat 23.00’te GAİN’de canlı yayında ücretsiz olarak izlenebiliyor. Okan Bayülgen’den Hülya Avşar’a, Gülşen’den Fatih Ürek’e, Enis Arıkan’dan Gupse Özay’a bugüne kadar ağırladığı birbirinden “ünlü” ve renkli konuklarının yanı sıra Dayı, kendine has mizahı ve delikanlı talk şov tarzıyla da giderek daha büyük bir izleyici kitlesine erişiyor. Eğlenceli konukların ses getiren açıklamalarıyla gündem yaratan programın tüm bölümleri istenildiği zaman GAİN Premium’da izlenebiliyor.

    Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı