Mustafa Keser D-Smart’ta Bol’ca Futbol’un Konuğu Oldu

HER SENE AYNI ÇAMURA DÜŞEN YÖNETİCİLERDEN BIKTIK

 

SANATÇI GÖZÜYLE BAKINCA MESSI, RONALDO’NUN ÖNÜNDE

 

D-Smart’ın sevilen programı Bol’ca Futbol Özel bölümünde sevilen sanatçı Mustafa Keser’i ağırladı. İyi bir Beşiktaşlı olan Mustafa Keser, çok sevdiği futbol ve hayat ile alakalı önemli açıklamalar yaptı.

 

İşte Keser’in açıklamalarında satır başları;

 

Dayımdan dolayı Beşiktaşlı oldum. Babam atletizm ile ilgiliydi, iyi bir sporcuydu. En son Beşiktaş’ın Avrupa Kupası maçına gittim, açık tribüne gittim bir daha da açık tribüne gitmem. Fotoğraf çektirmekten maç izleyemedim.

 

Gençlerin doğum günlerini, mutlu oldukları günleri benimle kutlamaları çok gurur verici. Konservatuar okumayıp üniversitede müzik öğretimi yapan tek kişiyim. Asıl eğitim sahada olur, usta çırak ilişkisi çok önemli. Keşke benden 15-20 tane daha olsaydı müzik ile ilgilenen.

 

Devir değişti artık, bu da çok normal. Beni dinlemeye gelen insanlar müzik dinlemeye gelirler, 30 yıldır bu hiç değişmedi.

 

Beşiktaş’ta biraz toparlanma var sezon başına oranla. Takımları ayrı ayrı konuşmanın pek faydası yok. Her takımda aynı hastalık var çünkü. Her takımın maçını izlerim.

 

Türk futbolunun temel hastalığı diye sorarsanız, hangisini anlatayım birader derim. Yıllardır çıkması gereken yöneticiler ile ilgili kanun niye çıkmaz bilemiyorum. Yöneticiler bu konularda mesuliyet alırlarsa böyle bir harcama olmaz. Del Bosque’yi gönderdikleri zamanı hatırlıyorum, yollarken dünya para vermişlerdi çünkü kapı gibi kontrat var. Avrupa’da hangi takımda her sene 10-15 futbolcu gelip, gidiyor?

 

Ben daha ziyade yabancı ligleri izliyorum, adamlar bale yapar gibi futbol oynuyor. Bizde ise oyuncular rakibin rüzgarından düşüyor. Bu kadar sahtekarlık gerçekten ayıp.

 

Önder Karaveli’nin arkasında durulması gerekiyor.  Yıllardır altyapıda çalışıyor. Xavi, Guardiola kaç yaşında geldi Barcelona’nın başına. Bizde 50-60 olmadan getirmiyorlar. Adamların altı yandı yahu! Hala yabancı teknik adam geleceği konuşuluyor. Sanki her gelen yabancı hoca bize Avrupa’da final oynatıyor? Bu takımlar her sene ilk 5’in içinde, Ferguson’a ihtiyaç yok yani.

 

Hak hukuk konusuna çok önem veririm. Bizim ligi izleyince hırsızlık yapan futbolcular görüyorum sadece. Spor programlarını da izliyorum, komplo teorilerinden geçilmiyor.

 

Takımların hepsi hakemlerden şikayetçi. Bir tane mutlu olan yok. Federasyon bir takımı şampiyon yapmaya niye çalışsın? Hakemlerin bilerek hile yaptığını düşünmüyorum. Bilgisiz, beceriksiz diyebilirsin ama sahtekar diyemezsin. Maç esnasında psikolojik etkilenmeler olabilir sadece, bunu sahtekarlık diye açıklamamalıyız.

 

VAR sistemi bana göre iyi bir sistem. Cüneyt Çakır mesela iyi bir hakem olmasa, Avrupa’da maç alabilir mi? Orada sahtekarlık yok çünkü, herkes aslan gibi topunu oynuyor. Türkiye’de böyle mi? Her işi bilenler yapmalı. Yönetim kurulunda futbolu bilen insanlar olmalı. Şu anki görüntüde kulüpler batmış, düzeleceğini de düşünmüyorum. Yok bankalar yapılandırma yapıyormuş, temel sağlam olmayınca bunu düzeltmek kolay değil. Bu güreş değil ki arkadan dolanıp puan alasın.

 

Her sene takımlara 10 kişi geliyor, sonra göndermek için bahane arıyoruz. Sonra kadro dışı bırakılıyor, sanki parasını almıyor. Her sene aynı çamura düşen yöneticilerden bıktık, bunu yapmayın artık yahu.

 

Uğurcan’ı çok beğeniyorum, Ersin’i de beğeniyorum. 5-10 senedir iyi kalecilerimiz var. 50 senedir altyapı konuşuluyor, aklınız ermiyorsa Avrupa nasıl yapmış ona bakın. Bir de şey var, o sistem bize uymaz, senin menfaatine uymayacağı için sistem beğenmiyorsun. Bu adamların oynadığı futbol değil mi?

 

Askerken bir süre futbol oynadım, lisedeyken oynadım. 7 numara oynardım, o dönem sağ iç derdik. Fare gibiydim o dönem ama çok uzun süre oynamadım. Çeşitli vesilelerle okumadım liseden sonra. Babam bana küçük bir keman yapmıştı bana ve bu benim müzisyen yönümü tetikledi. 3 ayda ud, keman derken birçok şeyi çalmayı öğrendim. Müziğe yöneldim ben de. Baba tarafında en çirkin sesli bendim. Halalarımın sesi mükemmeldi. Birçok farklı iş yaptım, devlet sanatçısı sınavını kazandıktan sonra diğer işleri bıraktım.

 

Telli sazlarda 4-5 tane çalabiliyorum. Perdesizi ilk çalan benimdir Türkiye’de. Erkan Oğuz mesela çok severim, harika bir sanatçıdır. Kasetlerimde bir çok müzik aletini ben çalmışımdır.

 

Ne Okuyayım çok popüler oldu bir dönem HBB’de. 26-27 sene olmuş, belki 3-4 sene unutulmuş olabilir ama hala beni her gören Alo Ne Okuyayım cümlesini kullanıyor. Rahmetli Levent Kırca skeçte yapınca herkes iyice tanımıştı beni. Rahmetlinin bu esprisi 30 yıl oldu hala hatırlanıyor.

 

Süleyman Seba’nın kutladığı son doğum gününde benim mendillerden birini hediye etmişti eşim. Sonra rahmetli rahatsızlandı bir daha da doğum günü kutlamadı. Süleyman Başkan Eski Dostları dinlemeyi çok severdi. TRT Müzik’te 2 hafta önce andık kendisini ve Eski Dostlar’ı ona söylemiştim.

 

Şu anda böyle başkanlar kalmadı. Burak Elmas mesela, Fatih Terim sayesinde başkanlığa seçiliyorsun, 2-3 ay sonra yolları ayırıyorsun. Bunun bir açıklaması olmaz.

 

57 yıl profesyonel müzisyen ve şarkıcıyım. Gazino kültürü kalmadı artık. Son 60 sene içerisindeki bütün ses ve saz sanatçılarıyla anılarım var, yürüyen kütüphaneyim esasında.

 

Eskiden herkes bir arada maçı izleyebilirdi şimdi mümkün değil. Önceden daha samimi bir ortam vardı, bu kadar sahtekarlık yoktu.

 

İlk seyrettiğim maç Feriköy – Beşiktaş maçıydı sanırım. 1965’te Mithatpaşa Stadyumunda, o zaman adı buydu. İnsanların arasında o zaman kin, nefret yoktu, çekişme yoktu.

 

Yabancı kuralı konusunda tamamen serbestlikten yanayım ama bunda bir istikrar yok. Artı 1, artı 2 her sene değişiyor.  Bak mesela Arda çıktı Fenerbahçe’de, iyi futbolcunun önünü kimse kesemez. Yabancı falan fark etmez. 16-17 yaşındaki çocuğun kafası bizde 27-28’de, arada böyle bir fark var. Mesela Messi’nin Pepe ile yaşadığı pozisyonu hatırlar mısın? Bizde olsa kavga çıkardı, orda gayet normal karşılandı. Ben hakem olsam her maçta sarı karta boğarım oyuncuları, 2-3 haftada düzeltirim oyuncuları.

 

Rıdvan, Kerem, Arda beğendiğim genç futbolcular.

 

İbrahimoviç, 40 yaşında ve hala üst düzey futbol oynuyor. Demek ki malzemesi sağlam. Altyapıdaki hocalara doğru düzgün para verilsin, en iyi hocalar orada olmalı. Altyapılarda yeterli donanımda hocalar olmalı ki o iyi futbolcular yetiştirsin. Mesut geldiğinde heyecanlanmıştım ama çok ümidim yoktu. Uzun süre futbol oynamadan geldi çünkü, tekrar toparlamak kolay değil ki Mesut’u çok severim. Messi ve Ronaldo bale yapıyor resmen, bir çalım attıklarında zevkten bayılıyorum. Futbol zeka işidir, zeki adamın işidir. Bana göre sanatçı gözüyle bakınca Messi, Ronaldo’dan daha önde.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir